NG Dergi - Sayı 52

58 / TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2020 YAŞAM/ SANAT fuarımız üzerine çok titrediğimiz bir proje. Her yeni uygulama gibi bu da ilk dönemlerinde bazı engeller ile karşılaşacaktır, herkes tarafından hemen benimsenmeyecektir. Fiziki dünyada gerçekleştirilen fuarların yerine geçmesi de pek mümkün olmayacaktır. Fakat gelecek dönemle birlikte, her ikisini de bir arada düzenleyen hibrit fuar sistemini görmeye başlayacağız. Biz Contemporary Istanbul olarak bunu ilk yapan etkinlik olmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Her şey yolunda gitse bile yaşananlar katılımcıların motivasyonunu nasıl etkileyecek sizce? Tabii henüz devam etmekte olan bir krizin içinden geçtiğimiz için tüm dünyada genel anlamda bir çekingenlik gözlemleniyor. Fakat bu dönem içinde yaşayamadıklarımız yüzünden önümüzdeki dönemde motivasyonların pozitif yönde hızlı bir şekilde yükseleceğine inanıyoruz. İçimizde uzun bir zamandır besleyemediğimiz bir sanat açlığı var. Sizin sanat dünyasında etkin bir kimliğiniz var, koleksiyoner yanınızdan da bahsedebilir misiniz? Ne zaman koleksiyoner olmaya karar verdiniz? Koleksiyonunuzda neler var? Koleksiyoner olmaya karar vermedim, organik olarak kendiliğinden gelişti. Genç yaşlarımda eser almaya başladım ve tanıdığım arkadaşlarım ile yakından tanıdığım sanatçıların işlerine ilgi gösterdim. Hem galeri, hem sanatçı tanımak anlamında sanat fuarı yapmamın önemi tabii ki çok büyük. Şimdiye kadar yerli ve yabancı sanatçılardan 400’ün üzerinde eseri koleksiyonuma kattım ve devam ediyorum. Türkiye’de de sanat piyasası gözle görülür bir şekilde değişiyor, siz Türk sanat dünyasını nasıl görüyorsunuz? Süreklilik arz eden bir öğrenme, keşfetme dönemindeyiz, bu yönden baktığımızda zamanın lehimize geliştiğini, gelişmesi gerektiğini varsayabiliriz. Aynı geçmiş aylarda olduğu gibi önümüzdeki ayların sonunda da farklı düşüneceğiz. Ben içinde bulunduğumuz dönemin Contemporary Istanbul ve sanat sektörü için değerli fırsatlar taşıdığını düşünüyorum. Bu yılın ilk yarısında nerede ise hiçbir fuar ve etkinlik yapılamadı. Önümüzdeki üç-dört ayda kritik olma ihtimali yüksek aylardır. Bunun neticesi olarak sanat pazarı çok ciddi küçüldü, sanatçılar, galeriler ve daha birçok sanat kurumu ayakta kalma mücadelesi içinde. Hangi fuar ya da etkinliklerin devamlılığı olacaktır diye bakıldığında Istanbul’un gücü, konumu, özellikleri ile daha farklı ve güçlü olacağını düşünüyorum. Bu sene için hedefleriniz nelerdir? Contemporary Istanbul 14 yıldır kendi ayakları üzerinde durarak Türk çağdaş sanatını dünyaya tanıtan önde gelen kurumların arasındadır. 15. yılımız için heyecanla hazırlanırken içinde kaldığımız bu süreç sonrası, Contemporary Istanbul’un 15. yılında Türk çağdaş sanatının en güçlü şekli ile yine dünyaya biz buradayız, üretiyoruz demesi için, tüm sanat camiası ile birlikte çalışıyoruz. Her sene olduğu gibi bu sene de hedefimiz, Türk çağdaş sanatının güçlenmesi ve tanınmasıdır. Türkiye’de yine sanatı dahil ettiğiniz önemli otel deneyimlerine de imza attınız? Bu alan için de pandemi önemli bir kayıp yaşatıyor. Bu konuda otelciliği neler bekliyor? Sanat oteli kavramını ilk kez İstanbul’da Sofa Otel olarak biz ortaya çıkardık. Dünyadaki sanat pazarının içinde bulunan insanların tercih ettiği oteller içinde bir örnek yarattık. Tüm otelcilerin en önde gelen önceliği misafirlerini en doğru ve sağlıklı hijyenik şekilde konaklatmaktır. Önümüzdeki yıllarda misafir memnuniyetinin birinci sırasını sağlık güvenliği alacak, diğer hizmetler bunun arkasından sıralanacak gibi görünüyor. En büyük değişiklik bu olacaktır. Kendini güvende hissetmeyen misafir otellerde konaklamayacaktır. Bu hususta öne çıkan, misafirlerini memnun eden otellerin avantaj kazanacağını düşünüyorum. Önümüzdeki dönemler ile ilgili bekleyen projeleriniz var mı? Bu hususa iki yönden cevap vereyim. Çağdaş İstanbul Kültür Sanat ile Eğitim Vakfı olarak (www. ciacef.org) önümüzdeki dönemde çok daha öne çıkacak. Henüz çok başında olduğumuz bu girişimimiz ile çağdaş sanat üzerine eğitimler, insanları sanata yaklaştırma yönünde faaliyet gösterecektir. Bunun ilk adımları olan geçtiğimiz günlerde başlattığımız çağdaş sanata destek çağrısı ve İstanbul Zeytinburnu’nda bulunan Büyükyalı projesi Fişekhane içerisinde gerçekleştireceğimiz kültür sanat merkezidir. 30.000 m 2 alan üzerinde Osmanlı yapıları arasında sanat ve kültürün sunulması ve beş milyondan fazla İstanbullunun yaşadığı bu bölgede sanat ve kültür merkezi olma hedefini programlıyoruz. İkincisi de turizm sektöründe, biri İstanbul Avrupa, diğeri Asya yakasında olmak üzere de iki ayrı sanat oteli projesi üzerinde çalışıyoruz. Her yeni uygulama gibi online sergilemeler de ilk dönemlerinde bazı engeller ile karşılaşacaktır, herkes tarafından hemen benimsenmeyecektir. Fiziki dünyada gerçekleştirilen fuarların yerine geçmesi de pek mümkün olmayacaktır.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzI1MDQ=