NG Dergi - Sayı 55
22 YAŞAM/ TASARIMCI var. Size 17-18 yıl önce çalıştığım bir firmayla ilgili güzel bir örnek vermek istiyorum. Ev kullanımına yönelik, pahalı olmayan plastik ürünler üretiyorlardı. Kataloglarına baktığımda 3000’e yakın parça vardı ve birçoğu tehlikeli kimyasallar ve parçalar içerdiğini fark ettim. Onlara tüm plastikleri iyi polimer ile üretmelerini önerdim ve üç yıl içinde her şeyi değiştirdiler. Tasarım ve sanat arasındaki fark sizce nedir? Tasarım sanat değildir. İkisi de birbirinden çok farklı. Çünkü ben sanatçıysam sabah uyanırım ve istediğim şeyi yaparım. Ama ben bir tasarımcıysam, sabah kalktığımda önümde çok daha farklı bir ajanda vardır. Çünkü üretimden maliyete, satıştan tekniğe, pazardan mühendisliğe hepsini düşünmek zorundayım. En büyük ilhamınızı nereden alıyorsunuz? En büyük ilhamım biziz. İnsan… Nasıl yaşadığımız, nasıl uyuduğumuz, nasıl yürüdüğümüz, nasıl yediğimiz… Orta Doğu kökleriniz yaratıcılığınıza nasıl etki etti? Çok zor bir soru. Çünkü iki yaşındayken Mısır’dan ayrıldım. Paris, Londra, Montreal gibi birçok şehirde yaşadık. Annem İngiliz, babam Mısırlı. Evde hiç Arapça konuşulmadı. Annemle babam aralarında Fransızca, İngilizce, İtalyanca konuşurlardı ve dolayısıyla kendi kültürümüz çok da aileye yansımadı. O yüzden Mısır kültürüyle ilgili çok fazla şey bilmiyorum. Mısıra ilk gittiğimde 45 yaşındaydım. Bir sergim vardı, akrabalarım geldi ama sohbet edemedik çünkü onlar İngilizce ben de Arapça bilmiyordum. Skallop koleksiyonunun tasarım sürecinden kısaca bahsedebilir misiniz? Ben Skallop’ta form olarak daha organik daha yumuşak tercihler yaptım. Skallop aslında çok basit bir fikirden doğdu. Doğadaki formlar gibi gayet akışkan ve son derece yumuşak. Sofralarda kullandığımız birçok tabak kusursuz bir daire formundayken; doğa organik, akışkan, düzensiz biçim ve renklerdedir. Skallop koleksiyonunun altında yatan fikir doğanın ulaştığı herkese ulaşan, elde yapılmış gibi görünen, yeme ritüellerimizin organikliğine ve doğanın kusurluluğuna gönderme yapan bir koleksiyon yaratma fikriydi. Türkiye seyahatiniz tasarımlarınıza yansıyacak mı? Büyük bir olasılıkla evet. 20 yıl önce İstanbul’a geldiğimde de bir koleksiyon hazırlamıştım. Boğaz’da bir otelde kalıyordum ve manzaraya baktım. Minareleri gördüm, bütün koleksiyon aslında o fikirden doğmuştu. Türk kültürünü kendime yakın hissediyorum. İstanbul’da olduğum zaman kendimi çok rahat ve evimde hissediyorum. Yapmak istediğiniz şu ana kadar yapmadığınız, hayalini kurduğunuz bir tasarım var mı? Yüzlerce var. Çünkü çok fikrim var! “Skallop” aslında çok basit bir fikirden doğdu. Doğadaki formlar gibi gayet akışkan ve son derece yumuşak.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NzI1MDQ=