NG Dergi - Sayı 55
28 YAŞAM/ RÖPORTAJ yaşamak zorunda olan çocukları alıp onlarla vakit geçirirdim. Yıkardım, yemek yapardım onlara. Sonra bir arkadaşım “Bu durum duyulursa başına iş açılır, sen daha 25 yaşındasın bu sorumluluğu alamazsın” dedi. Ve beni o kadar korkuttu ki, bunu yapmayı bıraktım. Sokaktan çocuk alıp eve getirip, ona bakmak yaptığım en marjinal şeydi. Kendinizle ilgili sıkça iltifat alıyorsunuzdur. Şimdiye kadar duyduğunuz en güzel şey neydi? Az önce Civan’ın söylediği fena değil; “Meleksin anne!” Bu sanırım her annenin duymaktan hoşlanacağı bir iltifat. Diğer iltifatları pek kaale aldığım söylenemez, yoksa kötü eleştirileri de kulak arkası edemem. Sizi tanıdık tanıyalı her daim çok fitsiniz. Nasıl oluyor bu, özel bir beslenme rutininiz ya da olmazsa olmazlarınız var mı? Aslında hayatımda son üç dört yıldır düzenli egzersiz var. Glütensiz beslenmeye çalışıyorum ama çok zorlanıyorum başarılı da olamıyorum. Sporla aranız nasıl? Yoğun temponun içinde spor yapabiliyor musunuz? Haftada birkaç gün spor yapmaya çalışıyorum. Bunun fiziksel faydasından çok psikolojik etkilerine ihtiyacım var. Çok yorgun olduğumda çıkıp koşmak mesela iyi geliyor. Mental olarak zorlandığım zamanlarda da spor en iyi ilaç. Yoga yapıyorum ve kendi ağırlığımla çalışıyorum. Uzun süre zaman ayıramazsam bile 20 dakika dahi olsa egzersiz yapıp metabolizmamı hızlandırıyorum. Moda dünyasıyla da aranız her daim çok iyi ama seçimlerinizle eleştiri aldığınız da oluyor. Bu sizi nasıl etkiliyor? Çok etkilemiyor. Dünyada modanın hiçbir alanında negatif eleştiri almayan biri sanırım yoktur. Stil sahibi olmak için özgürce hareket etmeniz lazım, öyle olduğunda da çoğu zaman genelin beğenmediği görünümlerde olabilirsiniz. Giyinmeyi seviyorum. Üzerine düşünmek hoşuma gidiyor. Sezon gardırobunuzun vazgeçilmez tasarımcısı kim? Yeni bir favoriniz, ilham veren taze bir keşfiniz var mı? Sanırım bu soru iki sene önce gelseydi bir şeyler söyleyebilirdim ama şu anda cevap veremem. İkinci el kıyafet giyiyorum. Tekstil dünyayı en çok kirleten sektörlerin başında geliyor. Karbon ayak izimizi en aza indirmek için kendi dolabımdan bir parça satmadan diğerini almıyorum. Aldıklarım da ikinci el dolaplardan aldıklarım. En son kendime Kenzo’nun ilk koleksiyonlarından bir ceket aldım. Birinin sattığı dolaptan buldum. Yıllardır medyada güzel işlerin içinde olan, kitlelerin tanıdığı birisiniz. Ama bu tanınırlıkla ilgili zaman zaman kabul etmekte zorlandığınız, bunun sıkıntısını yaşadığınız anlar oluyor mu? Bence bu sektörde yıllarınız geçtikte normalleşmeye başlıyorsunuz. Sanki normaliniz bu gibi oluyor. İşim dışında fazlasıyla normal bir hayatım var. Belki küçükken memur bir aileden gelmenin “Çocuklarım olmadan önce sokakta yaşamak zorunda olan çocukları alıp, eve getirip, onlara bakmak sanırım şu hayatta yaptığım en marjinal şeydi.” SAÇ FERIT BELLI MAKYAJ HAZAL ÖÇAL
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NzI1MDQ=