NG Dergi - Sayı 56

58 YAŞAM/ KARİYER ayırdığımız kaçamaklarımız olurdu. Biz doğayı da çok sevdiğimizden özellikle Afrika seyahatleri beni fazlasıyla etkiler. Senede bir veya iki kere mutlaka Afrika seyahati yapar, orada doğayla baş başa kalır, doğayı izler, hayvanların içgüdüsel olarak nasıl kendilerini korumaya aldıklarını, yaşam mücadelesi verdiklerini, doğanın dengesinin nasıl kurulduğunu izlerdik. Bu gözlem inanılmaz şekilde bana iyi geliyor. Tabii ki bunların son üç senede yapmış olduğum resimlere de fark etmeden yansıdığını görüyorum. Mesela bu yıla kadar yapmış olduğum işlere isim veremiyordum ki ilk defa bu yıl “Afrikalı kadınlar” tarzı içimden benzetmeler, isimler çıkıyor. Yurt dışında ve yurt içinde birçok sanatçıdan da etkileniyorum. Senelerce yapmış olduğum seyahatlerimde, gittiğim her ülkede çok sergi gezdim. Bulduğum kısa zamanları bu şekilde değerlendiririm. Bunlar beynimde öyle yer etmiş ki beni fazlasıyla etkilemiş. İçlerinde severek en çok izlediğim, takip ettiğim isimler Adams Keifer ve Alman sanatçı Gerhard Richter. Çalışmalarınızı nerede gerçekleştiriyorsunuz? Işığından, müziğine özel bir stüdyo ortamı tercihiniz oluyor mu? Çalışmalarıma evimde devam ediyorum, alt katta kendime ait bir odam var. Tüm çalışmalarımı bu odada yapıyorum. Tek başıma kaldığım, tamamıyla kendimle birlikte olduğum, yalnız olduğum bir yer o oda. Oraya girerken çalışma yapmadan önce ne yapacağımı, ne renk kullanacağımı, nasıl bir iş çıkaracağımı, büyük tuval mi, küçük tuval mi kullanacağımı bilmiyorum ama oraya girdikten sonra kendiliğinden oluyor. Eserleriniz büyük ebatlarıyla dikkat çekiyor. Bu seçiminizin belirleyicisi ne oldu? Evet, resimlerimde büyük ebat tuvaller kullanıyorum. Resim yapmaya ilk karar verdiğim andan itibaren, hep büyük tuval çalışmak istedim ve öyle başladım. İlk çalıştığım tuvalim bir metreye bir metreydi. Hemen arkasından iki metreye bir buçuk metre tuvaller benim standart boyum haline geldi. Belki de kendimi daha büyük alanlarda, daha özgür hissedebiliyorum. Bu odada özgürlüğümü hissediyorum esasında. Çünkü çevremde hiç kimse olmadan, hiçbir yorum yapılmadan, bir ekip içinde olmadan, belki bugüne kadar hep ekiplerle çalıştığım için, ilk defa kendi başıma kaldığım, kendi başıma karar verip tek başıma özgürce davrandığım bir yer. Belki de o yüzden çok daha farklı hissettiriyor bana.