NG Dergi - Sayı 62

34 YAŞAM/ KARİYER toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik eden ve iş dünyasında kadınların güçlenmesine yönelik çok önemli bir program. KAGİDER önderliğinde, Dünya Bankası’nın teknik desteği ve PricewaterhouseCoopers, EY, Deloitte, KPMG Türkiye gibi bağımsız değerlendirme partnerlerinin katkılarıyla oluşturulan bu model, iş yaşamındaki eşitsizlikleri saptamak ve bu eşitsizliklere son vermeyi amaçlıyor. FEM’in etkileri oldukça kapsamlı. Sertifikayı alan şirketler, işe alım, eğitim, kariyer planlama, performans değerlendirme ve iletişim gibi süreçlerde eşitliği sağlayarak, toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki taahhütlerini hem ulusal hem de uluslararası düzeyde tescil ettiriyorlar. FEM, özel sektörde toplumsal cinsiyet eşitliğinin güçlü bir savunucusu. FEM gibi projeler, şirketlerin organizasyonel kültürünü ve performansını doğrudan etkileyen bir dönüşüm sağlıyor. Bu tür programlar, şirketlerin yalnızca kadın çalışan oranlarını artırmakla kalmıyor, aynı zamanda inovasyon kapasitelerini ve çalışan bağlılıklarını güçlendiriyor. Kadınların iş gücüne daha fazla katılımının, şirketlerin ekonomik performansına ve toplumsal itibarına pozitif etkisi olduğunu gözlemliyoruz. Bu projeler, aynı zamanda sektörel liderlik açısından diğer kurumlara da ilham veriyor. Kadın girişimcilere yönelik sunduğunuz mentorluk ve destek programları hakkında bilgi verebilir misiniz? SEDEFED olarak, Türkiye hayalimizin merkezine kadının güçlenmesini Ülke olarak cinsiyet eşitliğini destekleyen bir kültürü sosyal, ekonomik ve siyasi olmak üzere hayatın her alanında egemen kılmak ve profesyonel yaşamda kadınlarla erkekler arasında fırsatlar ve koşullar açısından eşitliği sağlamak yönünde daha hızlı ve daha güçlü adımlar atmamız gerekiyor. konumlandırdık. Cinsiyete dayalı fırsat eşitliğini barındırmayan hiçbir politikanın, eylem planının, kalkınma programının sürdürülebilir olamayacağının farkındayız. Bu doğrultuda, kadın odağında kapsayıcı iş birlikleriyle güçlü kadın, güçlü toplum, güçlü ekonomi, güçlü demokrasi ve güçlü Türkiye hayalini gerçekleştirecek projeler, eğitim ve mentorluk çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Cinsiyete dayalı fırsat eşitliği mücadelesini verenler olarak, salt kadın erkek fırsat eşitliğine hizmet etmediğimiz bilinmeli. Başta insan hakları, bireysel özgürlükler, demokrasi, hukuk, adalete erişim, kalkınma, refah, istihdam tüm bu mücadelenin çıktıları içinde yer almakta. Kadın girişimciler için sunduğumuz mentorluk ve destek programları, girişimcilik ekosistemine adım atma sürecindeki kadınlara yol göstermeyi hedefliyor. Bu programlar genellikle iş planı oluşturma, finansal yönetim, pazarlama stratejileri ve dijitalleşme gibi kritik alanlarda destek sağlıyor. En büyük faydayı ise girişimcilik yolculuğunun başında doğru yönlendirmeler alarak kaynaklara daha etkin erişim sağlayan kadın girişimcilerden görüyoruz. Ayrıca, girişimciler arasında kurulan dayanışma ağı da uzun vadeli başarılar için büyük bir güç oluşturuyor. Globalleşen dünyada Türk kadınlarının girişimcilik ekosistemindeki yeri nedir? Bu konuda uluslararası iş birliklerini nasıl artırmayı planlıyorsunuz? Dünya Ekonomik Forumu’nun 2024 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’na göre Türkiye, toplumsal cinsiyet eşitliği sıralamasında 146 ülke arasında 127. sırada. Kadınların iş gücüne katılım oranı yalnızca %36,8 iken, erkeklerde bu oran %72,4. STEM alanlarında çalışan kadın oranı ise sadece %12. Bu tablo, dönüşüm için daha yapacak çok işimiz olduğunu gösteriyor. Dünyada kadın ve erkeklerin istihdamı açısından hala büyük farklılıklar olduğu görülüyor. Bu farklılık ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre değişiklik gösteriyor. Cinsiyet ayrımcılığı ve çalışma koşullarının eşitlenmemesi kadınların işgücüne katılımında ve istihdamında önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’de toplumsal yapıda meydana gelen değişim ve gelişmelerle kendine yeni ve farklı roller yükleyen kadın, eğitim almaya, kendi konumunun farkına varmaya kısaca bilinçlenmeye başladı. Ancak cinsiyet eşitliliğinin sağlanmasına yönelik kat edilmesi gereken yol hala çok uzun. Özetle, güçlü kadın girişimci, sürdürülebilir bir ekonomik büyümenin garantisi olacaktır. Hayalim de budur. UNESCO ve diğer uluslararası platformlarda görev alarak Türkiye’yi temsil etmek sizin için ne ifade ediyor? UNESCO ve diğer uluslararası platformlarda Türkiye’yi temsil etmek, sadece kişisel bir sorumluluk değil, aynı zamanda ülkemizin kültürel, toplumsal ve ekonomik potansiyelini dünyaya tanıtmak için bir fırsat. Bu görevlerde yer almak, global standartlarda fark yaratacak projeler geliştirmeyi ve diğer ülkelerle iş birliği ağlarını güçlendirmeyi gerektiriyor. Ayrıca, kadınların gücünü ve sivil toplumun önemini uluslararası düzeyde vurgulamak benim için ayrı bir anlam taşıyor. Bu, bir birey olarak değil, bir ülkenin sesi ve vizyonu olarak hareket etmeyi ifade ediyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda toplumun her kesimine ilham verebilecek projelerinizden örnekler verebilir misiniz?

RkJQdWJsaXNoZXIy NzI1MDQ=