NG Dergi - Sayı 63
44 YAŞAM/ KARİYER sektöre bağlı kalmak gibi bir yaklaşımım olmadı. Her yeni görevi hem ülkem hem de çalıştığım kurum adına değer yaratmak için bir fırsat olarak gördüm. Yeni bir sektöre adım atarken “Ben bu alanda ne öğrenebilirim ve ne katkı sağlayabilirim?” diye sordum kendime… Üstelik farklı alanlarda çalışmak beni hep taze tuttu. Sektörler değişse de işin özü aynı: İnsana dokunmak, fayda yaratmak ve sürdürülebilir değer üretmek. Bu anlayışla yol aldım. Sabancı Grubu’ndaki deneyiminizden Teknosa ve CarrefourSA gibi dev markalarda yöneticilik yapmaya kadar uzanan güçlü bir kariyeriniz var. Havacılığa geçiş süreci sizin için nasıl bir kırılma noktasıydı? Havacılık benim için farklı bir sektör değil; öğrendiğim her sektör gibi bir sonraki adımımdı. Perakende ve finans tecrübem bana müşteri yönetimi, operasyonel disiplin ve stratejik bakış kazandırdı. Havacılıkta da bu yaklaşımla hareket ettim; hızlı adapte olabildim, değişime uyum sağladım ve sonuç odaklı bir şekilde takımımı yönlendirdim. Farklı sektörlerde önemli şirketlerde yöneticilik yaptınız. Sizce iyi bir liderin üç temel özelliği nedir? İyi lider, net bir vizyona sahip olan, ekip üyelerini anlayarak onlara ilham veren ve zorlu kararları alıp sonuçlarını üstlenebilen kişidir. Dolayısıyla bir liderin stratejik vizyon ve analitik yaklaşıma, etkili iletişim ve empati gücüne sahip olması, karar verme ve sorumluluk alma yetisinin olması gerektiğine inanıyorum. Pegasus’un önümüzdeki beş yıl için hedefleri arasında neler var? Yeni dönemde yolcuları ve sektörü ne gibi yenilikler bekliyor? Filomuzu büyütmek, uçuş ağımızı genişletmek, misafirlerimizi her gün biraz daha mutlu etmek, en temel hedeflerimiz. Genişleyen filo ve yeni nesil uçaklarla küresel hava yolu pazarında daha rekabetçi hale geleceğimizi düşünüyoruz. Ayrıca daha düşük emisyonlu uçaklarımız, rekabet avantajının yanı sıra sürdürülebilirlik hedeflerimize de katkı sağlayacak. Çok önemli bir hedefimiz de ‘Dünyada teknolojiyi en iyi kullanan ilk üç havayolundan biri olmak’. 2018 yılında başlattığımız dijitalleşme yolculuğunu kararlılıkla sürdürüyoruz. Bu bizim için salt bir hedef değil, attığımız her adımın temelini oluşturuyor. Her geçen gün operasyonlarımıza biraz daha entegre ettiğimiz yapay zekayı stratejik bir rekabet unsuru olarak görüyoruz. Bizim için yapay zeka, insanlarla birlikte büyüyen bir değer; Pegasus’ta gelecek, insanların ve teknolojinin ortak zekasıyla yazılıyor. Bu yaklaşımla sadece sektöre öncülük etmekle kalmıyoruz, aynı zamanda Türkiye’nin dijital dönüşüm yolculuğunda da ön sıralarda yer alıyoruz. Çünkü dünyada havayolu sektörü büyük bir dönüşüm içinde. Teknolojinin etkisiyle hem şirketler hem de yolcular için birçok şey değişiyor. Bu dönüşümün merkezinde yapay zeka, biyometrik sistemler, robotik teknolojiler, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme var. Artık yolcuları çok daha hızlı, kolay ve kişiselleştirilmiş bir seyahat deneyimi bekliyor. Yapay zeka, uçuş planlamasından check-in’e kadar her aşamada devreye giriyor. Örneğin, gecikmeli bir uçuşta sistem otomatik olarak yeni rezervasyon yapabiliyor, sohbet botları anında bilgi veriyor, mobil uygulamalar kişisel tercihlere göre öneriler sunuyor. Biyometrik yüz tanıma teknolojileriyle havalimanı süreçleri daha hızlı ve temassız hale geliyor. Otonom robotlar, bagaj taşıyıcılar, akıllı yönlendirme sistemleri gibi robotik çözümler de yolculuğu kolaylaştırıyor. Akıllı bagaj takibiyle valizlerin nerede olduğu her an görülebiliyor. Ayrıca artırılmış ve sanal gerçeklik gibi teknolojiler hem uçuş içi eğlence hem de kabin ekiplerinin eğitimi için kullanılıyor. Erişilebilirlik tarafında ise engelli yolcular için yapay zeka destekli çözümlerle daha kapsayıcı bir deneyim sunuluyor. Bir diğer önemli konu da sürdürülebilirlik. Sektör, 2050’ye kadar sıfır karbon salımı hedefliyor. Elektrikli uçaklar, çevreci yakıtlar ve yeni operasyonel uygulamalar bu yolda atılan adımlardan bazıları. Son olarak şehir içi ulaşımdan uçağa ve uçuştan sonrasına kadar her şeyin entegre hale geldiği bir döneme giriyoruz. Otonom araçlar, mobilite platformları ve gelecekte hayatımıza girecek hava taksileri bu süreci tamamlayacak. Özetle, hava yolu yolcularını çok daha dijital, daha hızlı, çevreci sürdürülebilir ve daha kişisel bir seyahat deneyimi bekliyor. Yoğun iş temposunun yanında sosyal sorumluluk projelerine ve toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konulara da zaman ayırıyorsunuz. Burada nasıl çalışmalar yürütüyorsunuz? Özel sektörde bu konunun desteklenmesi adına hangi adımların kritik olduğunu düşünüyorsunuz? Sektörel derneklerde ve kurumsal yapılarda üstlendiğim sorumlulukların yanı sıra Sağlık Eğitim Vakfı ve Harvard Business School Türk Mezunlar Derneği’nde Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini yürütme fırsatım oldu. Bu sorumluluklar bana, sadece iş dünyasına değil, topluma da katkı
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NzI1MDQ=