DEMET SABANCI ÇETINDOĞAN,
her büyük projede görmeye alışkın olduğu-
muz bir isim. İş dünyasının başarılı kadın
yöneticilerinden biri olan Demet Sabancı
Çetindoğan, moda ve otelcilik alanlarında-
ki başarısının dışında Türkiye’de yapılma-
yanı yaparak bir kök hücre bankası kurdu.
Bu sayede birçok insanın tedavisi sağlandı
ve sağlanmaya devam ediyor. Ardından bu
banka içinde estetik dünyasına da destek
sağlamaya devam ediyor. Yoğun temposu-
nun içinde ailesine vakit ayırıyor, örneğin
piyano çalmayı çok seviyor ve iş hayatında-
ki başarılarını ödüllerle taçlandırıyor.
Artık sizinle birlikte anılan
markalaşmış bir şirket var:
Demsa’nın hikayesinden kısaca
bahseder misiniz? Şu sıralarda
yoluna nasıl devam ediyor?
20 yıl Tekstil Sanayi’de çalıştık. Ama bizim
hayallerimiz başkaydı. Hizmet sektöründe
yeni ufuklar görüyorduk. Ayrıca ailemiz
kendi kanatlarıyla uçmak isteyenleri yü-
reklendirir bir tutum içindeydi.
Zor ama büyütücü, geliştirici bir enerjiydi
bu. Biz zor olanı seçtik. Kendi yolumuzu
çizerek, kendi yolunu çizme duygusuyla
hareket eden insanlara örnek olduk. Bence
yetenekleri, birikimleri bu ülke için kulla-
nırsa üretilen değer de o oranda artacaktır.
Çok şükür her şey yolunda gidiyor.
Demsa’nın hayallerinden biri daha
gerçekleşti şu sıralar. Harvey
Nichols’tan sonra Galerie La
Fayatte artık Türkiye’de. Yeni
hedefleriniz arasında neler var?
Olaylar son 15-20 yılda düşündüğümüz
gibi gelişti. Turizmin hızlı yükselişi, orta-
lama gelir seviyesinin artışı, alışveriş mer-
kezlerinin gelişimi gibi pek çok sosyal olay
Türkiye’de perakendenin önünü açtı. Biz
bu dönemde pek çok uluslararası markayı
Türkiye’ye getirdik. İlk önce Mothercare
ile başlayan uluslararası marka birliktelik-
lerimizi daha sonra Laura Ashley’den Gu-
ess, Tom Ford, Michael Kors, Lanvin, Ale-
xander Mcqueen, Salvatore Ferragamo,
Attolini, Gucci, Elie Tahari, Longchamp,
Pal Zileri, Hackett, Juicy Couture, Kate
Spade, DKNY, Sandro, Maje, Ted Baker,
Karen Millen, Karl Lagerfeld, Superdry,
Agent Provocateur’a kadar pek çok marka
takip etti. Giderek artan markalarımızın
sonucunda kendi perakende markamız
Brandroom’u kurduk. Brandroom, seçilmiş
markaların seçilmiş ürünlerinin bir araya
geldiği multi-brand mağazacılık konsepti-
dir. Ama asıl büyük başarımızı ünlü İngiliz
lüks mağaza zinciri olarak Harvey Nichols
İstanbul ve Ankara geniş ürün yelpazesi ve
bir çok marka profili ile yeni ve yetenekli
moda tasarımcılarının tasarımlarını sergi-
lemek için yarıştığı, dünyaca ünlü markala-
rın yalnızca mağazaya özel ürünlerinin ve
koleksiyonlarının olduğu alışveriş mekanı
oluşturduk. Bugün DEMSA 130 mağazası
1500 çalışanı olan bir perakende markası
haline geldi. Evet Avrupa’nın en önemli
zincir mağazalarından biri olan, kalite ve
markanın zirvesi Galerie Lafayette’i, mayıs
ayının son günlerinde Emaar Square AVM
içinde açtık. Mevcut işlerimizi en iyi şekil-
de ilerletmek, şimdilik ilk hedefimiz budur.
2006 yılında kurduğunuz ONKIM
kök hücre bankası var. İlk
kurduğunuz andan bu ana nasıl
gelişti? Kimlere ulaştı?
ONKİM, kök hücre teknolojileri, ülke-
mizde, mevcut organ ve doku nakli yasası
ve kan ürünleri yasası ile Sağlık Bakanlığı
tarafından çizilen, kurallar çerçevesinde
hizmet veren bir sağlık şirketi. ONKIM
kök hücre teknolojileri, göbek kordonu ka-
nından kök hücre temin etmek ve tedavi
sırasında bunun kullanılmasını sağlamak
maksadıyla 2006 yılında faaliyete geçti.
Biz bu yatırımı yaparken bu alanda bir kaç
firmadan biri olmayı risk olarak görmedik.
Kök hücre teknolojileriyle ilgili bir iş yap-
mak için Türkiye doğru pazar mı acaba
diye düşünmedik. Türkiye’nin ve Türklerin
böyle bir hizmete ihtiyacı olduğunu düşün-
dük ve finansal risklere değil toplumsal fay-
daya odaklandık. ONKIM’de yapılan araş-
tırmalar arasında, kordon kanından elde
ettiğimiz kök hücreler, özellikle talesemi,
nöroblastoma ve lösemi hastalarının teda-
vilerinde kullanıldı. Tedavi sonuçları son
derece başarılı oldu. Yurtdışında devam
etmekte olan çeşitli projelerde gerek kor-
don kanından gerekse göbek kordonundan
elde edilen kök hücrelerle birçok hastalığın
tedavisi önümüzdeki yıllarda mümkün ola-
cak. Bizler de alanında uzman ekibimiz ile
sektörün öncü kuruluşlarından biri olarak
bu gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
Kök hücre bankalarının bilinirliği
ya da yaygınlaştırılması ile ilgili
neler düşünüyorsunuz?
İlk zaman, yaptığımız işi bile anlatmakta
zorlandık. Bugün ise artık ONKIM bölge-
sel öneme sahip bir merkez olma yolunda.
Bu girişimin arkasındaki enerji, tek başı-
na pazarın boş olması değildi. Türkiye’nin
böyle bir merkeze sahip olma vaktinin, gel-
diğine duyduğumuz inançtı.
Kök hücre bankanız Türkiye’de
İş dünyasının
başarılı kadın
yöneticilerinden
biri olan
Demet Sabancı
Çetindoğan,
yoğun temposunun
içinde ailesine
vakit ayırıyor,
örneğin piyano
çalmayı çok
seviyor ve iş
hayatındaki
başarılarını
ödüllerle
taçlandırıyor.
AĞUSTOS- EYLÜL - EKİM 2017
NG
67




