

etmek durumundayım. Lisedeki dostla-
rımdan kopmadan dengeliyorum. Böyle
yaşamayı seviyorum. Sahneye çıktığım
zaman bambaşka bir kadın oluyorum.
Nasıl bir kadın oluyorsunuz?
“Hodri meydan,” diyen kadın işte. Orada
ben de anlamıyorum ne oluyor. Nefes al-
madan devam ediyorum. O bir aşk. Bu işi
aşkla yapan insan ayakta kalır. Gerisi zor.
Benim geldiğim ekol de öyle. Ben Kenan
Doğulu’nun öğrencisiyim. Onunla da ba-
ğım hiç kopmadı. Hala fikrini alıyorum.
Öncesinde görsellik odaklı bir çalış-
ma vardı. Şarkılar bu kadar ön plan-
da değildi...
Bunu başarmışız, ne güzel! Sonuçlar da
bunu gösteriyor. Uzun bir yol bu aslında.
Ufak yaşta bu işe başladığım için dinleyen-
lerle büyüdüm. İlk şarkımı söylediğimde
20 yaşındaydım. Şarkınla, mazinle ve du-
ruşunla peşinden birilerini sürüklüyorsan
bu işin bütününü yakalamışsın demektir.
İlmek ilmek; müziğini, sesini bularak, hatta
saç tarzını bile bularak geliyorsun. 15 se-
nedir bu piyasanın içindeyim ama aynaya
bakarken de “Bu benim saçım, bu benim
stilim,” demiyorum. Bir de kadınlar 35’inde
kendini buluyor sanırım. Şimdi kendi ru-
humu, altın çağımı yaşıyorum, istediğim
şeyi üretiyorum. Çok çalışıyorum, karşılı-
ğını da alıyorum.
Slow parçalar sesinize daha çok ya-
kışıyor ama özellikle dikkat ediyo-
rum. Hızlı parçalarda da sözler hep
slow’lardaki gibi acılı, efkarlı.
‘Hodri Meydan’da da acı var. ‘Feveran’. ‘Sa-
İlk şarkımı
söylediğimde
20 yaşındaydım.
Şarkınla, mazinle
ve duruşunla
peşinden birilerini
sürüklüyorsan
bu işin bütününü
yakalamışsın
demektir.’
MÜZİK
YAŞAM
54
NG
HAZİRAN-TEMMUZ-AĞUSTOS 2016