Previous Page  52 / 108 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 52 / 108 Next Page
Page Background

YAŞAM

KOLEKSİYONER

yazdığı tesbihle ilgili yayınları okudum.

Özellikle Türk tesbih sanatı ama Osman-

lı dönemiyle alakalı olanlar da vardı. Asıl

profesyonel anlamda koleksiyonerlik ha-

yatım, işin ustası çok değerli büyüğümüz

Neziroğluyla başladı. Bize yol göstermiş,

ufkumuzu genişletmiş, Türkiye çapında

ciddi bir koleksiyonerdir.

Yurt dışına gittiğinizde

koleksiyonunuza yeni tesbihler

ekliyor musunuz? Yoksa,

malzemelerini mi alıyorsunuz?

En geniş çapta tesbihlere yani tesbih sana-

tına Türkiye’de ulaşabiliriz. Çünkü en fazla

tesbih sanatı Türklerde mevcut.

Tesbihlerde iki şeye çok dikkat etmek ge-

rekir. İlki tesbihin ustası, ikincisi ise tes-

bihin ana malzemesi. Yurt dışında basit

tesbihler vardır, öyle sanatsal tesbihler çok

fazla yoktur. Asıl tesbih sanatını Türkiye’de

görürüz, yani ana vatanı Türkiye’dir. Ken-

di değerlerimizi yaşatmamız lazım. Tesbih

dinin bir göstergesi ve her dinde var. Tes-

bih bir zikir ve her dinin ritüelinde de bir

zikir vardır.

Ben tesbih malzemelerinin bazılarını yurt

dışından getiriyorum. Yasal izin çerçe-

vesinde ustaca olan malzemeleri tercih

ediyorum. Çünkü tesbihlerde eski tarzda

yapılmış malzemeleri daha çok seviyo-

rum. Yeni malzemeleri özellikle hayvansal

ürünleri kullanmıyorum. Olabildiğince eski

yapılmış objeleri kullanıyorum, örneğin fil-

dişi. Aslında malzemeden daha çok usta

önemlidir. Bunu da ekleyeyim.

Sizin normal dediğiniz bir malzeme,

usta elinde işlendiğinde daha

değerli olur mu?

Kesinlikle olur. Şu şekilde örneklendirelim;

Picasso’nun yaptığı bir resimde malzeme-

sinin ne olduğu önemli midir? Sanatkar

önemlidir. Yani yapılan bir sanat, ustası-

nı göstermiyorsa o sanat değerli değildir.

Tesbihde de böyle. Malzeme kötü olabilir,

plastik de olabilir ancak ustası iyi işlediyse

değerlidir. O yüzden ben tesbihlerimi git-

tiğim yerlerden almıyorum. Türkiye’de de-

ğer görmüş ustalardan tesbih almayı tercih

ediyorum.

Tabii tesbih yapmak ayrı bir şey, tesbihi

işlemesi ayrı bir şeydir. Tesbihte nakış işi

vardır. Düz tesbihlerin işlenmesi vardır.

Mesela eski tesbihlerin değerli olmasının

sebebi el işi olması. Teknolojinin ilerleme-

siyle birlikte tesbihlerde de kalıp kullanıldı.

Benim tesbihlerimin yüzde 70-80’inde na-

kışı Süleyman Gürsoy yapar. Kendisi Eski-

şehirli ve hala Eskişehir’de yaşıyor. Çok iyi

bir nakkaşdır.

Siz bir yere gittiğinizde nakışlı

tesbih gördüğünüzde ustasını

tanıyabiliyor musunuz?

Her tesbihte aslında erbabı tarafından bi-

linen işaretler vardır. Üzerlerinde ustanın

mührü vardır. Mesela benim her tesbihim-

de, hangi koleksiyona ait olduğunu göste-

ren mühür vardır. Taneye işlenir bu mü-

hürler, usta imzasını atar.

Bilmeyen kişiler için aslında tesbih

koleksiyonerliği o kadar da kolay

bir iş değil diyebilir miyiz?

Evet, tabii ki. Bu iş o kadar kolay bir iş de-

ğil ki. Ayrıca ödenen miktarları da duyun-

ca çok şaşırıyorlar. Bir tesbihe bu kadar

para verilir mi, diyorlar. Tesbih değerlidir,

malzemeler de öyle ama asıl önemli olan

oradaki sanattır. Örneğin kehribarın de-

ğeri bellidir, fakat usta işlediği zaman sa-

nata çevirdiği zaman çok daha değerli olur.

Özellikle birini temsil ediyorsa, bir padişa-

hı bir sultanı. İşte o zaman maddi değerin-

den çok daha fazla manevi değere sahiptir.

Aynı zamanda çok başarılı bir cerrahsınız

Tesbih tutkunuzu mesleğinizle

birleştiriyor musunuz? Mesela

ameliyatlarınıza hazırlanırken

tesbih çeker misiniz?

Evet, güzel bir konuya değindiniz. Ben tes-

bihsiz duramıyorum aslında. Elimde her

52

NG

AĞUSTOS- EYLÜL - EKİM 2017