Previous Page  61 / 116 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 61 / 116 Next Page
Page Background

büyük ses getirmişti. Otelcilik hizmeti veren

sağlık kurumlarının devrimci bir yaklaşımı ol-

muştu. Sonrasında beş yıldızlı otel konforun-

da hastaneler oluşmaya başladı. Peki neden

böyle bir ihtiyaç gelişti? Çoğunlukla mağaza,

banka gibi yerler yaparken bu konu bize ilginç

geldi ve bir anda farklı bir konu ve bakış açı-

sına giriş yaptık. Olaya farklı bir bakış getir-

miş olduk. Yatırımcıların referanslara bakıp

bir konudaki referansınızın azlığına göre ter-

cihlerini belirlemeleri doğru değil bana göre.

Belli bir kategoride olan mimari ya da iç mi-

mari firmaların referansları çok önemli tabi

ki, ama işverenin bu seçimi bana göre kör bir

bakış açısı. Bu projeyi yapan adam kim bilir

benim bu farklı projemi nasıl bir yaratıcılıkla

tasarlar demesi gerekiyor. Yani işverenin de

aynı yaratıcılıkla yaklaşması gerek. Çok otel

yaptıysa çok iyidir gibi bir mantık doğru değil.

Benim asıl amacım farklı projeler yapmak.

Hastaneler dışında şimdilerde üzerinde

çalıştığınız ilkler var mı?

Var fakat şu anda söyleyip sürprizini kaçır-

mak istemiyorum. Olmasını heyecanla bekli-

yorum.

Zoom Mimarlık nasıl kuruldu?

Biz Levent ile 1989-1994 yılları arasında bir

firmada birlikte çalıştık. Beş yıl birlikte mesai

yaptık. Sonra belli bir noktadan sonra özel

işler almaya başlayınca işten ayrıldık. Levent

ile iyi bir takım çalışması yapıyor ve aynı dili

konuşuyorduk. Çok iyi anlaştığımızı düşün-

düğümüz için 1994 yılında kendi çatımızı

kurduk. Mimari, iç mimari ve hatta mobilya

tasarımı üzerine çalışmaya başladık. Hatta

şimdilerde ben obje tasarımı üzerine çalışıyo-

rum. Mikro ölçekten makro ölçeklere kadar

her türlü işi yapıyor olduk ama zaten bu iç

mimari ve mimari disiplin içerisinde tüm bu

konular hakkında bilgi sahibi olmak gibi bir

gereklilik var.

Bu hakim olma durumu, hemen her

alanda bilgi sahibi olduğunuzda yara-

tıcılığınızı da tetikliyordur. 

Kimi projelerde parçadan bütüne gidersiniz.

Kimi projelerde ise bütünden parçaya inersi-

niz. Bu, projenin size verdiği ilham ve ilk al-

gıyla birlikte gelişen bir süreç. Duruma göre

hareket etmek diyelim.

Son zamanlarda obje ve ürün tasarım-

larınızla daha ön planda gözüküyorsu-

nuz. Aslında gönlünüzde yatan bir alan

var mı? Tasarım ya da iç mimari gibi?

Hepsi. Ben ayırt edemiyorum. Evet, obje ta-

sarımında daha özgür hissediyoruz. Başka

firmalara da özellikle yurt dışındaki firmalara

da mobilya tasarımları yapıyorum. Bizim öz-

gür olduğumuz nokta, kendi oluşturduğumuz

‘Ozon’ markasını parlatmak oldu. Bu, 2000’li

yıllardan beri çok istediğimiz ama bir türlü

hayata geçiremediğimiz bir şeydi. Ofis içinde

herhangi birinin tasarımıyla katkı sağlayacağı

bir platform oluşturduk bu markayla. Sadece

kat devamını getirmek de bir o kadar önemli.

Belki bir showroom da açmayı düşünüyoruz.

Bir merkez oluşturup markamızın ürünlerine

ilgi gösteren kişilerin ürünlere dokunup bilgi

alabilecekleri platform oluşturmak istiyoruz.

Böyle yeni heyecanlar ödülleri beraberinde

getiriyor.

Bir bakır ustasıyla çalıştınız. Bu nasıl bir

deneyimdi sizin için?

Yaptığım obje tasarımları üzerine İstanbul

Modern’den bir davet aldım. Tasarımcı ve za-

naatkarlar buluşmasıyla ilgili. Çok değerli bir

şey yaptıklarına inanıyorum. Unutulmaya yüz

tutmuş zanaatkarlığın, tasarımcıyla buluş-

turmak, bir noktada yeni ve taze bir solukla

el emeğini tasarıma katmak, tasarıma da el

emeği veren kişinin yapacağı ürüne yeni bir

soluk getirmesini sağlamak bence çok önem-

li. Öncesinde Ela Cindoruk ve Nazan Pak

atölyesinde bir obje tasarlamış ve bu alanı de-

neyimlemiştim. İlginç bir ürün de ortaya çık-

mıştı. Sonrasında İstanbul Modern’den gelen

bu teklife çok sıcak baktımçünkü unutulmaya

yüz tutmuş, biraz sırtımızı döndüğümüz, gü-

nümüzün teknolojik imkanlarını direkt alıp

ustalığı veya zanaatkarlığını, işin kolayına ka-

çarak kendi ürünlerimizi böyle tasarladığımız

o noktada böyle bir konuyla karşımıza gelin-

mesi bizi hem heyecanlandırdı hem de endi-

şelendirdi. Çünkü hem modern bir iş ortaya

çıkaracaksınız hem de bakır ustası ve bakır

ofis içi de değil, genç bir tasarımcının yolladı-

ğı tasarımlara da açığız. Yakında bununla ilgili

adımlar atmaya da başlayacağız. Öncelikle

kendi oluşturduğumuz ve benim iki yıl içinde

tasarladığım tasarımlar var. Daha da eklene-

cek bir sürü tasarımımız var. İki yılda Ozon’u

ayaklandırdık ve web sitemiz de aktif hale

geldi. Satışa dayalı bir aktivasyon çalışma-

mız ise eylül ayında tamamlanacak. Böylece

web sitesinden satış mümkün olacak. Bu yıl

EDIDA, Ozon’a ‘Yılın Tasarımcısı’ ödülünü

verdi. Bu ödül bizim için çok değerliydi. Bir

de RED DOT ödülümüz var tabi; Mantis

isimli çok fonksiyonlu bir ürünle aldığımız.

Ben çok iyi ilerlediğimizi düşünüyorum. Fa-

Beni sadece mimari

çizer olmak değil,

birçok disiplinde

çalışmak sıkıcılık

ve monotonluktan

kurtarıyor.’

Lösev okul

HAZİRAN-TEMMUZ-AĞUSTOS 2016

NG

61